Ayşenur Arslan Günün Köpüğü’nde yazdı: … karşı omuz omuza

Diye yazdım ve durdum…

Sanki sözcükler zihnimden sökülüp alınmış. Ve sanki zihnim artık algılama işlevinden vazgeçmiş gibi.

Bilirkişi soruşturmasında iddianame kabul edilmiş. Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz için 14 yıl, Suat Toktaş, Seda Selek ve -bırakın ilgisini konu hakkında bilgisi bile olmayan-Serhan Asker için de 9 yıl hapis isteniyor.

Bu arada bir siyasi parti lideri, Ümit Özdağ çoktan hapiste.

DEM partili başkanlar koltuklarından kaldırıldı. Yerlerine kayyum oturtuldu.

TÜSİAD hakkında bile soruşturma başlatıldı.

Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla sıradan yurttaşlar da cezaevinin yolunu tuttu.

Grev yapmaya kalkan sendikanın başkanı tutuklandı.

Falan..

Derken Saray’ın “en sevmediği” The Economist kapağına Türkiye’yi taşıyıp “Yeni baskı dalgası güçleniyor” manşetini atmaz mı!!!

Yukarıda saydıklarım “paralel evrende” cereyan ettiği için doğal olarak Ankara’nın tepkisini çekti. Kınama kuyruğu, maliye bakanlarımızın kredi vs. bulmak için gittiği Londra’ya kadar uzandı.

Köşe yazarları da geri kalmadı elbette.

Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu kınamakla kalmadı. İngiliz The Economist ile bizim TÜSİAD arasında öyle bir bağlantı keşfetti ki zannedersiniz iki terör örgütü Erdoğan’ı devirmek için el ele vermiş.

Üsluplar aynıymış.

Her iki odak da esasen “Bu hükümet ve cumhurbaşkanından rahatsızız ve istemiyoruz” diyormuş. Açıktan söylenmese de ima ediliyor; Erdoğan’ı devirmek için harekete geçmiş.

Saray’dan bakınca öyle görünüyor olabilir.

Ama Sabah yazarı orada durmuyor, meseleyi başka bir boyuta taşıyor:

“Bakınız… Dı Ekonomist’teki sipariş yazının içeriği ile TÜSİAD Genel Kurulu’nda sarf edilen sözlerin birbiri ile örtüşmesi sürpriz değil. Birileri “Tesadüf olabilir” dese de burada odak noktası “zihniyettir!” Bu, “Hak ile batılın mücadelesi!”. Türkiye deyince akıllarına bir isim, bir de özel olarak ürettikleri o karanlık kavram geliyor… “Tayyip Erdoğan” ve “Diktatör/lük!”

“HAK İLE BATILIN MÜCADELESİ” derken… Amaç açık: Erdoğan rejimi ve siyasetini bir “DAVA” olarak sunmak.

Son Haçlı Seferi’nin karşısındaki lider olarak zihinlere nakşetmek.

Dolayısıyla yapılan her türlü yanlışın “dava uğruna” yapıldığı algısını pekiştirmek.

Erdoğan’ın içinden geldiği ve bugün bayraktarlığını yaptığı İslamcı camiayı içerden tanıyan Levent Gültekin geçenlerde YouTube kanalında bunu çok net anlattı:

“Erdoğan ve çevresindekiler ‘eğer bir dönem daha iktidarda olmazsak bütün kazanımlarımızı kaybederiz’ diyor. Yani dava için her şeyi yapmalıyız görüşü hiç saklanmadan dile getiriliyor.”

Bu söylemin ve icraatın sonucu şu: Erdoğan rejimine karşı çıkmak “İslam’a karşı olmak..” Batılın yanında yer almak demektir!

Bu strateji içerde ne kadar tutar, bilmiyorum.

Ama dünyada ve özellikle bölgemizde Türkiye’yi yalnızlaştırdığı açık.

ABD- Rusya arasındaki barış masasında yokuz.

Avrupa masalarında yokuz.

Dünyada ekonomiden spora neredeyse hiçbir alanda 1. ligde yokuz.

Neticede içimize kapanıyoruz. TÜİK anketine bakılırsa mutluluğu da kaybetmişiz. Dünyanın en öfkeli ülkeleri arasında sayılırken artık resmi rakamlarla bile mutluluk nedir unutmuşuz.

Mutsuzluğunuza katkıda bulunmak gibi olmasın ama..

Günün köpüğünü alırken kayda geçirmeden olmaz:

* Erdoğan Suudi Arabistan’daki masaya davet edilmeyince Zelensky’yi Ankara’ya davet etti. “Trump’a karşı omuz omuza” diyecekler herhalde. Nasıl olacaksa!

* Kuzeyimizde barışı konuşurken içerdeki “barış süreci” sanki buhar olmuş gibi. Artık DEM de sükunetini bozdu. Açıklamaların tonu sertleşti.

* Derken sahneye HÜDA PAR çıktı.Diyarbakır’da düzenlediği çalıştayda “Anayasa’dan Türklük çıkartılsın. Ulusçu / ulusalcı ideolojiden vazgeçilsin” talebinde bulundu.

* Saray eşrafı The Economist’e en ağır tarifeden yüklenirken, Ramazan öncesi her şey el yakıyor.. Hele dolar, aldı başını gidiyor. 1 yıl içinde 31.35 tl’den bugün itibariyle 36.27 tl’ye çıktı. Etiketler de artık günlük değişir oldu.

Gelelim başlığımıza:

Benim seçimim şöyle:

“KÖTÜLERE KARŞI OMUZ OMUZA”

Related Posts

Tapu dairesinde dublörlü satış oyununa suçüstü

İzmir’in Çiğli ilçesinde yurt dışında bakımevinde kalan Nazmiye Yanoava’ya (77) ait 35 milyon lira değerindeki arsayı sahte kimlik ve dublör kullanarak satmaya çalışan 4 şüpheli, tapu müdürlüğünde suçüstü yakalandı.

Netanyahu’nun oğlu Anver korkudan adını değiştirdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun oğlu Avner Netanyahu’nun, 2022 yılında eğitim amacıyla İngiltere’ye gitmeden önce güvenlik endişesiyle adını değiştirdiği bildirildi. ÜNİVERSİTE KAYDINI FARKLI İSİMLE YAPTIRDI Yerel basında yer alan haberlere …

Savcılık iddialarını ihbar kabul etti: İzmir soruşturmasından Osman Gökçek çıktı!

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de arasında bulunduğu 157 kişi hakkında gözaltı kararı çıkardığı soruşturmada, AKP Ankara Milletvekili Osman Gökçek’in iddialarına ilişkin televizyon yayınlarının da tutanak altına alınarak dosyaya dahil edildiği öğrenildi.

Depremde evini, orman Depremde evini,

Kahramanmaraş merkezli depremlerde evini, kaybeden Aysel Erbaş bu kez Hatay’daki yangında da eşyalarını kaybetti.

Özel İzmir’den Erdoğan’a seslendi: ‘Tunç Soyer kardeşimi satmam’

İzmir’de konuşan CHP lideri Özel, gözaltına alınan Eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’e sahip çıktı.

Eski Rus Savunma Bakan Yardımcısı İvanov’a 13 yıl hapis

Rusya’da eski Savunma Bakanı Yardımcısı Timur İvanov, zimmetine 4 milyar ruble geçirdiği gerekçesiyle yargılandığı yolsuzluktan 13 yıl hapis ve sürgün cezasına çarptırıldı.