ABD Adalet Bakanlığı, Maryland Federal Mahkemesine Karşı Dava Açtı
ABD Adalet Bakanlığı, Başkan Donald Trump döneminde göçmenlik politikalarını etkileyen yargı kararlarına karşı beklenmedik bir adım attı ve Maryland Federal Mahkemesi ile mahkemenin tamamı aleyhine dava açtı. Bu dava, Maryland’de yaşayan göçmenlerin gözaltılarını durdurmayı amaçlayan bir karara karşı çıkması durumunda, sınır dışı edilmelerini otomatik olarak engelleyen bir görüşü hedeflemektedir.
Adalet Bakanlığı, bu otomatik durdurma kararının yargı yetkisinin aşılması olduğunu ve ABD Yüksek Mahkemesi içtihadına aykırı olduğunu iddia ediyor. Bakanlık, mahkemelerin sınır dışı işlemlerine karışma yetkisinin olmadığını belirtiyor. Ayrıca, Adalet Bakanlığı, Maryland federal yargıçlarının davayı gözden geçirmesini ve başka bir eyaletten bir federal yargıç tarafından ele alınmasını istedi. Maryland mahkemesi yetkilileri konu hakkında yorum yapmaktan kaçındı.
Göçmenlik Politikalarında Devam Eden Tartışmalar
Karar, Başyargıç George Russell tarafından imzalandı. Maryland mahkemesindeki yargıçlar çoğunlukla Russell gibi Demokrat bir başkan tarafından atandı. Kararda, ABD’den haksız ve ani sınır dışı edilen yabancıların artan “habeas corpus” başvuruları üzerine vurgu yapıldı. Habeas corpus, bir kişinin tutukluluğunun yasallığına itiraz etme hukuki bir yoludur.
Bu 48 saatlik otomatik sınır dışı durdurma, Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın sert göçmenlik politikalarının bir parçası olarak yürütülen sınır dışı işlemlerine karşı bir önlem olarak tasarlandı. Bu karar, özellikle Kilmar Abrego Garcia’nın El Salvador’a sınır dışı edilmesi sonrasında yaşanan tartışmalardan sonra geldi. Salvador vatandaşı olan Abrego, Maryland’de yaşayan bir Amerikan vatandaşı eş ve oğlu ile birlikte. Adalet Bakanlığı, Abrego’yu göçmen kaçakçılığı suçlamasıyla itham etti. Abrego suçsuz olduğunu iddia etti ancak mahkemeye yeniden çıkarılacak.
Adalet Bakanlığı, bu kararı “yargının yetki aşımının ciddi bir örneği” olarak nitelendirerek, Trump yönetiminin politikalarına ve göçmenlik uygulamalarına müdahale ettiğini savundu. Bakanlık, bu tür kararların yürütmenin temel politikalarını uygulama süresini çaldığını ve seçmenlerin oylarını değersizleştirdiğini belirtti.